Parkér NathaniéL HaLford 5. Sınıf Çaylak | Güç Seviyesi : 79
Oda Arkadaşı : Lucas Matthew O'mhéndiâ. Şanslıyım işte :D Mesaj Sayısı : 120 Kayıt tarihi : 26/06/10 Yaş : 29 İş/Hobiler : Birisinin yalan söyleyip söylemediğini anlayabilirim. Biraz odaklanırsam olayı bile görebilirim. Nerden : New York Lakap : istediini de fark etmez.
| Konu: Parkér NathaniéL Halford Çarş. Haz. 30, 2010 2:39 pm | |
| Bir çığlıkla kendine geldi Parker. “ Uyan!” diye bağırıyordu bir ses ona. “ Söz vermiştin. Beni bırakmayacağına. Hep yanımda olacağına söz vermiştin. Peki ya şimdi nereye gidiyorsun?” dedi. Bu ses yıllar önce duyup hayran kaldığı sesti. Bu ses onundu. Natalia’nın. Natalia devam etti “ Gitme ne olur…”
Parker bir cevap vermek zorundaydı. Ama deli gibi öksürüyordu. Yere yığılmıştı ve kolunu kaldıracak hali yoktu. Ama en azından gözlerini açmalı ya da elini falan tutmalıydı. Bir şeyler yapmak zorundaydı çünkü Natalia’nın sesi git gide güçsüzleşiyordu. Parker tüm gücünü topladı ve gözlerini araladı. “ Buradayım. Hiçbir yere gittiğim yok benim. Sadece kendimi kötü hissediyorum.”
Natalia’nın yüzünden öyle bir hüzün dalgası geçti ki.. “ Bak Parker. Ben işaretlendim. Ama sen hala insansın. Biz görüşemeyiz. Yani görüşmemeliyiz. Sana zarar vermekten korkuyorum.” dedi sonra. Parker biraz şaşırmıştı. Hafifçe omzunu kaldırdı ve “ Sen bana zarar vermezsin” dedi. Bütün bunlar konuşulurken Natalia Parker’ın yüzüne bakmıyordu. Daha doğrusu bakamıyordu çünkü buna cesareti yoktu. Parker da ona bakmıyordu çünkü onun da cesareti yoktu. O güzel gözlerini gördüğü an kalkıp onu kucaklamak isteyeceğini biliyordu. Kalkıp kucaklamak isteyeceğini ama yapamayacağını. O kadar güçsüz hissediyordu ki.
Natalia yüzünü ona döndü ve Parker’ın da kendisine bakmadığını fark etti. Çenesinden tutarak yüzünü kendisine çevirdi. Çevirdi ve gördüğü gerçeğe inanamadı. Parker’ın alnında içi boş bir hilal vardı. “ Hayır, bu… Ah, inanamıyorum teşekkürler Tanrıçam!” Parker Natalia’nın bu sözlerine anlam veremedi. Çok mutlu görünüyordu. Ama onu bu derece sevindiren ne olabilirdi? “ Ne oldu?” Natalia gözlerini gökyüzünden ona çevirdi ve “ İnanamayacaksın! Parker sen, sen işaretlenmişsin!” dedi. Parker şaşırdı. Gözleri büyüdü ama bu inanılacak cinsten bir şey değildi. “ Yok artık.” dedi. Bu sözü duyan Natalia hemen çantasını eline aldı ve karıştırmaya başladı. Sonra mavi kaplı bir ayna çıkardı ve Parker’a uzattı. Parker aynanın kapağını açtı ve kendine baktı.
İnanamıyordu. Elini alnına götürdü. Sanki bir boyaymış gibi çıkartmaya çalışarak elini işaretin üstüne sürttü. Ama olmuyordu. Bu tamamen gerçekti. İşaretlenmişti. Bu artık Natalia ile sonsuz bir yaşam yaşayabilecekleri anlamına geliyordu. Natalia’nın kaldığı yere gidecekti. Orada okuyacaktı. Onun arkadaşlarını tanıyacaktı. “ Aman Tanrım bu harika bir şey! Artık aramızda engel kalmadı yani?” dedi. Natalia sorusuna başını sallayarak cevap verdi ve devam etti “ Aramızda bir engel kalmadı. Nyx bizi ayırmamak için seni de işaretledi. Çok teşekkür ederim Tanrıçam!” dedi. Parker’a Nyx ismi tanıdık geliyordu. Ama çıkaramadı. Sonra beynini biraz zorladı ve vampirlerin inandığı Tanrıça olduğunu hatırladı. Artık o da mı ona inanacaktı. “Tuhaf” dedi içinden.
Bu düşünceleri daha sonra düşünmek üzere bir kenara attı ve ayağa kalmak için kendini zorladı. Parker ayağa kalkınca Natalia da kalkmak istedi. Parker ona elini uzattı ve Natalia ayağa kalktı. Parker az önce yapamadığı şeyi şimdi yaptı ve mutlulukla kucakladı Natalia’yı. O da en az Parker kadar mutlu bir şekilde sarılıyordu.
Parker’a öyle garip geliyordu ki. Evet, daha önce çok kıza sarılmıştı faka hiç birine karşı bir şeyler hissetmiyordu. Hiç birinde kızlara karşı en ufak bir şey hissetmedi. Hepsi birkaç günlüktü ve sonra bitti. Ama bu öyle değildi. O kadar bağlanmıştı ki Natalia’ya. Onsuz yapamazdı. Ona tarif edilemez bir şekilde büyük bir tutkuyla bağlanmıştı. Aşık olmuştu.
Sonra Natalia’nın dudağına masum bir öpücük kondurdu ve onu yere indirdi. Evet, bu oldukça masumdu çünkü diğerleri gibi olmasını istemiyordu. Her şey zamanında ve yerinde olmalıydı.
Parker bu düşünceleri de kenara bırakıp sorular sormaya başladı “ Şimdi ne olacak? Nereye gideceğim? Aileme ne diyeceğim?...” Natalia onu susturdu ve “ Hepsini anlatacağım. Ama şimdi bırak da bu mutlu anın tadını çıkarayım. Sevdiğim adamla birlikte sonsuz bir yaşam süreceğim. Yani tabi eğer ikimizde dönüşümümüzü tamamlarsak…” Parker’in kafası karıştı. Tekrar. “ Dönüşümümüzü tamamlarsak da ne demek?” diye sordu. Natalia bu konuyu konuşmayı pek sevmezdi. Ancak Parker’in bilmesi gerekiyordu. Sonuçta bu bir gerçekti.” İşaretlendikten sonra hemen vampir olmayız. Şuanda çaylağız. Vücudumuz eğer değişimi reddedersen ölürüz. Hepimiz için bu geçerli. Eğer bu süreçte vücudumuz değişimi reddetmezse vampir oluruz. Asıl o zaman ölümsüz oluruz.”diye açıkladı.
Sonra Parker’in yüzüne baktı. Kafası karışmış gibiydi. Natalia’ya sordu. “ Vampirlerin –ya da çaylakların her neyse- her işi bu kadar karışık mıdır?” Natalia güldü. “ Çoğu” diye yanıtladı. Parker elini Natalia’nın omzuna attı ve ona sıkı sıkı sarıldı.
Belki de bu bir fırsattı. İkisinin de eline sonsuza kadar beraber olabilmeleri için bir fırsat geçmişti. Bunu iyi değerlendirmeleri gerekirdi. Ve yeni beklide sonsuzluğunun bu küçük parçasında Natalia ile birlikteydi. Tıpkı bu sonsuzluğun diğer her anında beraber olacakları gibi…
Ve fısıldadı “ Nyx. Teşekkürler. Tanrıçam” | |
|
Lucas Matthéw O'mhéndia Kurucu-Admin | 5. Sınıf Çaylak | Karanlık Erkek | Güç Seviyesi : 100
Oda Arkadaşı : Parker. Mesaj Sayısı : 186 Kayıt tarihi : 15/05/10 Yaş : 28 İş/Hobiler : Linda Nerden : Tulsa.
| Konu: Geri: Parkér NathaniéL Halford Çarş. Haz. 30, 2010 3:39 pm | |
| *79 Uğurlar Olsun ! Başvuru ve Bilgilendirmeye başvurarak rütbe ediniz. | |
|