House Of Night Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Gece Seni Seçti! Ölümün Doğuşun Olacak! Mavi Çaylaklar ve Kırmızı Çaylakların Birlikte Yaşadığı Bu Evde Gün Olmayacak!
 
AnasayfaKapıLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
Gece Evi Tekrar Doğruyor (: Haydiyin Eğlenelim ve Canlandıralım bu Sayede Büyük Bir Site Olalıım (:

 

 Acı = Meg

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Meg Katie MARCH




Mesaj Sayısı : 1
Kayıt tarihi : 21/05/10

Acı = Meg Empty
MesajKonu: Acı = Meg   Acı = Meg Icon_minitimePaz Tem. 18, 2010 11:02 pm

1. UCUBE
.... Kaçıncı nefesimidi unuttum. En son 10.256 'da kalmıştım. Tüm bunları yerimden kalkıp üvey anne bozuntusunun kafasını koparmayayım diye yapıyordum. Cd çalarımı aldım ve sesini kulağımı acıtasıya kadar açtım. Bu yöntem hiç olmazsa düşünmemi engelliyordu. Pantera' nın Im Broken şarkısına bağırarak eşlik ediyordum. Gözüm tırnaklarıma takıldı. Siyah ojelerimin yarısını kemirdiğimi farkettim. Umrumda bile değildi. Benim bu dünyada umrumda olan tek şey vardı ; kardeşim Ian. O daha 8 yaşındaydı. Onun için her şeyi yapardım. Bunları düşünürken Ian içeri girdi. " Hey Meg! " dedi. Bunu ağzının hareketlerinden anlamıştım çünkü müzikten bir şey duyamıyordum. Kulaklıkları kulağımdan çıkarttım ve " Aç mısın tatlım? " dedim. Başını evet anlamında salladı. Oturma odasına gittim ve o pislik kadına dönüp " O aşağılık k***nı kaldır ve bir işe yara. Git Ian' a yiyecek bir şeyler hazırla. " dedim.Pislik kadın babama dönüp " Şuna bir şey söyle! " diye bağırdı. Babam sakin ve sessiz bir şekilde " Sadece yemek hazırlamanı istedi. " dedi. Üvey pislik tartışmaya başladı. Dayanamayıp -kapıyı çarparak- dışarı çıktım.Ben ne yapacaktım? Yürürken kırık bir ayna buldum. Yerden alıp yüzüme baktım. Ne kadar ucube olsam da güzeldiö. Ama bu hiç mi hiç umrumda değildi. Sarı, dalgalı saçlarımın aralarında hafif açık kahve rengi tutamlar vardı. Saçlarım belime kadar uzamıştı. Yeşile kaçık ela gözlerim vardı. Boyum sadece 1.64' tü. Küçük bir burnum ve küçük bir ağzım vardı. Cildim pürüzsüzdü. Tenim inanılmaz derecede beyazdı. Beni neden ucubeye benzettikleri ortadaydı. Benden daha ucube olan vampirlere benziyordum. Ama ben hiç onlar kadar zavallı olmadım. Yada güçlü mü demeliyim? Her ne kadar ucube olsam da kimse bunu sözel olarak dile getiremezdi. Getiren olduğu zaman ya burnunu kırardım ya da gözünde morluklar bırakırdım. Ben kendi kabuğumda yaşamayı severdim. Aynayı hızla yere attım. Ben asla onlar gibi ucube olmayacaktım. En azından maxi ucube. Şöyle bir üstüme baktım.Siyah pantolon, siyah t-shirt, siyah converse 'ler. Kendi kendimi isterik bir kahkaha attım. Beni gören satanist falan sanırdı herhalde. Kahkaham yankılanınca irkildim ve etrafıma baktım. Yürüye yürüye bir tünele gelmiştim ve iğrenç rutubetli bir tüneldi. Açıkcası tırsmıştım. Burada vampirlerden daha maxi ucubeler olabilirdi. Geri geri gitmeye başladım. Ama bir hırlama sesi beni durdurdu. Bir ses daha duydum. Bu maxi zengin, maxi ucube ve kat kat maxi yakışıklı Chris' ti. " Meg git! Koş! " diye bağırıyordu. Ne olduğunu görmek için arkama döndüm. Ucube Chris' le Ayın çocuklarından biri çarpışıyordu. Chris 1.90 boylarındaydı. Ayın Çocuğu ise neredeyse 4 metre vardı. Kusmak istiyordum. Sesimi de aklım gibi bulamıyordum. Birden Ayın Çocuğu bana baktı. Chris beni sertçe duvara itti. Duvara yapıştım ve sanki duvar beni içine alabilecekmiş gibi ittirip durdum. Ayın Çocuğu hırlayarak Chris' e döndü. İğrenç kurt şeklindeydi ve kop koyu yeşil gözleri ve maxi iğrenç uzun pençeleri vardı. Chris' in mavi gözlerinde korkuyu aradım ama yoktu. Yerine nefret doluydu. Ayın çocuğu Chris' e bir pençe savurdu ve onu 10 metre ileri fırlattı. Ayın Çocuğu tiksinç yüzünü bana çevirdi ve sonra hızla göğsüme bir darbe indirdi. Göğsümden belime kadar derin ve iğrenç bir yara açtı. Kemiklerim kırılmış, uzuvlarım parçalanmıştı. Acıyla bağırarak yere düştüm. O kadar çok kan vardı ki. Chris benim çığlığımla Ayın Çocuğuna atıldı ve boynundan bir parça koparıp tükürdü. Ayın Çocuğu acıyla çığlık atarak arkasını döndü ve gözden kayboldu. Koyu yeşil kanı yerde kalmıştı ve benim kırmızı kanımla karıştı. Chris hemen yanıma geldi. Gömleğini parçalarcasına çıkardı ve yaralarımın üstüne hafif hafif bastırarak kanı durdurmaya çalıştı. Hareketsizdim. Sadece görebiliyor ve bağırabiliyordum. Bunların dışında tüm hislerimi kaybettim. Acı dışında. Chris' in mavi gözlerine baktım acıyı görebiliyordum. Bu soğuk yaratığında acıma duyguları varmış diye düşündüm. Yaram çok ağırdı ve ben durmadan çığlık atıyordum. Gözlerimden su gibi yaş akıyordu. Sonra kanama durdu. Chris köşedeki ceketi üstüme örttü. Acı geçmiyordu ve ben Ayın Çocuklarından biri olacaktım. Vampirler gibi dönüşüm süreci 3-4 gün değildi. 5-6 saat içinde dönüşecektim ama çok daha acılı olacaktı. Sanki hem yakılıyor, hem kesiliyor, hem vuruluyor hem de arabanın altında milyonlarca kez eziliyordum. Acı keskindi. Acı hiç yaşamadığım kadar büyüktü. Sadece beğırıyordum ama fısıltı halinde acılı çığlıklar. Chris' i görebiliyordum. Yanıma oturmuş dizlerini gövdesine çekmiş, ellerini dizlerine dolamış deli misali öne arkaya sallanıyordu. " Ne yapabilirim Meg ? Bir şey söyle! " cümlelerini tekrar edip duruyordu. Bir yandan fiziksel diğer yandan psikolojik acı çekiyordum. Chris' i böyle görmeye dayanamıyordum ve sesimi olabildiğince kısmaya çalıştım. Chris' i üzmemek için. Güzel mavi gözleri acıyla kısılmıştı. Kahverengi hafif uzun saçlarıhala çok güzel ve hacimliydi. Uzun boyuna yada kaslarına rağmen şimdi çok güçsüzdü, zayıftı, kolay hedefti. Güzel dudakları acıyla dümdüz bir çizgi haline gelmişti. Burnu her zamanki gibi kusursuzdu. Cidden kusursuzdu. Tünelden titrek bir ışık yayılmasaydı bunları göremezdim. 1-2 saat sonra acım arttı. Artık her hücreme ayrı ayrı işkence ediliyordu. Kendimi tutamıyordum. Artık çığlıklarım yüksek sesli ve tizdi. Chris de çıldırma noktasına gelmişti. Bağırarak " Meg bir şey söyle! " dedi. Tekrarladı. Elimi zorla ona doğru kıpraştırdım. Zorlukla " Chris." diye fısıldadım. Uzanıp elimi tuttu. O zama onun ağladığını farkettim. Demekki taş gibi vücudu duygularına yansımamıştı. Kanımı emmek istememişti çünkü darbe aldığım an kanım kötü kokmaya başlamıştı. Zorla " Ben... ben ölüyorum Chris. " dedim. Sesim titrekti. Chris çatlak ve boğuk bir sesle " Hayır Meg ölmüyorsun. " dedi. Kendimi yine zorladım " Keşke... keşke ölseydim. Bu... bu ölmekten daha... kötü. " diye fısıldadım. Elimi sıktı. " Anlıyorum. " sesi anlayış doluydu. " Hoşçakal. " dedim fısıltıyla ve uçsuz bucaksız karanlığa kaydım.

2. Yeniden Doğuş


Kendime geldiğimde gözlerimi açmaya çekinmiştim. 1-2 saniye sonra altımda sert, pis kokulu tünel toprağı yerine yumuşak bir şey olduğunu farkettim. Hımm... Belki deri... Usulca gözlerimi araladığımda bir arabanın içinde olduğumu farkettim. Ne zaman buraya gelmiştim ki ! Üstüme bakınca lacivert -hani şu son moda zengin takımının işi olan- ceketlerden vardı. Altımda ise hala kanlı pantolan vardı. Kafamı sola çevirdiğimde sürücü koltuğunda Chris' i gördüm. Bana dönüp gülümsedi " İyi misin ? " Gerçekten kendimim bomba gibi hissediyordum. " Hımm... İyiyim ama... " Yüzümde bir şişlik hissediyordum. Elimim yüzümde gezdirirken gözümün altında bir şey hissettim. Doğrulup arabanın aynasına baktım ve UGH!! Gözümün altında kenarları gece gibi siyah içi kan kırmızısı bir "X" işareti vardı. " Ahh bu da ne ? " Chris yüzünü buruşturmamaya çalıştı fakat başarılı olamadı." Bu eee şey... Yani sen hani... Iııı dün gece dönüşümünü tamaladın ya işte onların işareti. Yani Ayın Çocukları' nın. "
" Maxi Ucubeler takımına hoşgeldim." diye mırıldandım.
" Eğer kendine geldiysen alışverişe gidip şu üstündekilerden kurtulalım. " Güldüm.
"Alışveriş manyağı kaçık kızlar gibi konuştun. " Sadace omuz silkti ve kapıyı açıp dışarı çıktı. Benim kapımı açarken " Ucubeler güzel giyinir." dedi. Gözlerimi devirdim. Sonra şu " Paramla Ezerim Seni " tipi insanların girdiği bir mağazaya girdik. Chris' e döndüm ve " Bu ne? " tarzı bir bakış attım. Masumane bir tavırla gülümsedi. Gülümseyince gökten inmiş meleklere benziyordu. Farkında olmadan ona bakmaya başladım. Chris de anlamadığım bir ifadeyle bana bakıyordu. Gerizekalı, balık beyinli satıcı bu muhteşem anı bozdu. Chris de buna bozulmuş görünüyordu. " Yardım edebilir miyim? " Yardım edebilirsin. Şimdi buradan defol. Hahaha! Bunları söyledikten sonra satıcı kızın yüz ifadesini merak ediyordum. Ben bunları düşünürken Chris satıcıya bir kart uzattı. Üzerinde altın rengi ve süslü bir biçimde V.I.P yazıyordu.Her ucube böyle zengin ve havalı olmak zorunda mıydı ? Artık bende ucubeler takımında defans oyuncusuydum ama zengin değildim. Zaten istemem de ! " Katie hadi. " Elini uzattı. Şaşkınlık ve mutluluk beni öyle bir sardı ki 1 saniye eline bakakaldım ve sonra elini tuttum. Elinin sıcaklığı normaldi fakat benimkiler buz gibi soğuktu. Muhtemelen bu yeşil kanım yüzündendir. Ayrı bir bölüme girdik. Buradaki giysiler bir başkaydı. Ürktüm. Chris alışveriş derken bunları mı kastetmişti ? Satıcı adam yüzüme ve üstüme baktı ve irkildi. Ama sonra yüzüne sahte bir gülümseme yerleştirip raftan benim dizlerime kadar gelecek bir elbise seçip uzattı. Elbiseye bakınca tüylerim diken diken oldu. Kırmızı, vücudu ikinci bir deri gibi saran askısız bir elbiseydi.Gözlerim kocaman açıldı. Chris beni kabine doğru itti. Sadece onu kırmamak için elbiseyi giydim. Kabinin aynasında kendime baktığımda şoktan ve şaşkınlıktan dilim tutuldu. Elbise vücuduma süper oturmuştu ama benim dikkatimi çeken yüzüm olmuştu. Korkunç bir güzelliğe sahiptim. Kimsenin uzun süre bakmaya dayanamayacağı bir güzellik. Gözlerimin yeşili o kadar korkunçtu ki ben bile uzun süre bakamadım. Tenim daha da beyazlaşmış ve yüzümün tüm ilgisini gözümün altındaki garip " X " işaretine çekmişti. Satıcının niye irkildiğini anlamıştım. Ama bu neden Chris' de işe yaramıyor. Herhalde ikimizde Ucubeler Takımında defans oyuncusu olduğumuz içindir. Utangaç bir şekilde kabinden dışarı bir adım attım. Önümde Chris vardı. Ben ona bakarken gözleri bir an büyüdü ama sonra eski haline döndü. O kadar kötü mü görünüyordum ? Yan gözle satıcıya baktım. 1-2 saniye yüzüme baktı ama sonra gözlerimi elbiseme çevirdi. " Çok salak, iğrenç, gerizekalı olmuşum değil mi ? Ve hatta.. " Chris sözümü kesti " Hayır hayır. Sen aslında çok... "
" Çok ucube olmuşum değil mi? Tamam gidip değiştiryorum. "
" Hayır sen çok güzel olmuşsun." dedi gözlerimin içine bakarak. İnsan olsaydım kızarırdım ama işaretim tatlı tatlı yanıyordu. " Gerçekten mi? " mırlamaya yakın bir sesle. Chris bana yakalaştı. Tatlı nefesi yüzümü okşuyordu " Hımmm. Gerçekten." Satıcı boğazını temizledi. Dönüp ona sinirle bakınca iki adım geriledi. " Şey hanımefendi ayakkabı ve kuaför için yan tarafa geçmeniz gerekiyor. " Chris elini belime doladı ve " Haydi Katie gidelim. "
" Ahh bu gerçekten iğrenç. Kendimi 'Ah Ben Ne Muhteşem Bir Kızım' gibilerinden hissetmek istemiyorum. " Chris " Zaten hissedemezsin çünkü sen her zaman muhteşemden fazlası oldun. " İşaretim karıncalanıyordu. Ayakkabı olarak bana uzatılan ince topukluları geri çevirip Chris' in kulağına "Bunlar tam bir ölüm tuzağı. " dediğimde kahkahalarla güldü. Siyah converse aldım. Saçımı su dalgası modeli yaptılar. Bende saçımın siyah olmasını istiyordum ama bu gerçekten istemekten fazlasıydı. Sanki buna zorunluydum. Belime kadar olan saçlarımı gece gibi ssiyaha boyattım. Yeşil gözler, gece gibi parlayan siyah saçlar, beyaz ten, kırmızı elbise... Ne ironi ama. Eskiden böylelerinden nefret ederdim. Mağazadan çıktık ve arabaya doğru yürümeye başladık. Ara sokakta bir grup çocuk gördük. Dikkatli bakınca bunların 18-20 yaşlarında yetişkinler olduğunu görmüştüm. Asi bir ses " Meg bakıyorum da düşmanlarımızla işi ilerletmişsin." Şaşkınlıkla etrafıma bakındım. Tam o anda 7 kişi görüş alanıma girdi. V şeklinde dizilmişlerdi. Önde 1.90 civarlarında simsiyah saçlı, koyu yeşil gözlü, beyaz tenli ve haşmetinden ürkülecek bir adam vardı. Yanlarındakilerde ona benziyorlardı. O anda kafamda bir ampul yandı. Bende onlara benziyordum. " Meg Katie Volterras. Ailene katıl ve düşmanı terk et. " Lider etkileyici ve derinden bir ses tonuyla konuşurken " Düşman da kim ? " dedim. Sabırsız ve sinirli bir ses " Ahh lanet olsun. Tabiki yanındaki vampir pisliği. "
" Ama o benim arkadaşım. "
Lider " Varoluşuna karşı mı çıkıyorsun Volterras ? Biz onları yok etmek için varolduk. "
Lanet olsun! Şimdi ne yapacaktım.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Acı = Meg
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
House Of Night Rpg :: Role Play Bölümü :: Role Play Puanlatma-
Buraya geçin: