Bir yandan hızlı hızlı hazırlanıyor, bir yandan da
düşünüyordum. Ne olmuştu dün öyle?
Dün kardeşime gitmiştim. Her şey iyi, güzel geçerken
birdenbire kardeşimin kolu kanamıştı ve bu beni bir canavara dönüştürmeye
yetmişti. Birdenbire kardeşime saldırmış, onu yaralamıştım. Hala inanamıyorum.
Nasıl olmuştu da canımdan çok sevdiğim, bu hayattaki tek gerçeğim kardeşime
saldırmıştım. Nasıl bir canavara dönüşmüştüm böyle ben? Ya duramasaydım diye
düşündüm. Ya kardeşimi öldürseydim? Düşüncesi bile korkunç…
İşaretlendiğimden beri ailemden tek o benimle konuşuyordu.
Tek o beni anlıyordu. Annem beni reddetmişti, ben işaretlendiğimde. Karanlığa
sapıp Tanrı’yı yok sayacağımı düşünen İnanç İnsanlarından farkı yoktu. Ben hala
bendim. Bunu neden anlamak istemiyordu.
Neyse, annemi değil kardeşimi düşünmeliydim. Umarım iyidir
diye yakardım Nyx’e.
Tüm bunları düşünürken çoktan arabama varmıştım. Arabama
bindim ve çalıştırdım. Doğruca evimin (eski evimin demek istemiştim) 2
kilometre ötesindeki hastaneye sürdüm. Kardeşimi buraya yatırmışlardı ve o
annem dışındaki herkese kolunu camın kestiğini söylemişti. Aslında anneme de
yalanını söyleyecekti ama annem daha kardeşim ağzını açmadan olayı anlamıştı.
Hastaneye ulaştım ve arabadan dışarı çıkmak için cesaretimi
toplamam gerekti. 2 dakika kadar arabada kaldım ve sonra kapıyı açtım ve dışarı
çıktım.
Kardeşimin hastane odasına gittiğimde onun yüzünü canlı ve
güleç gördüm ve çok rahatladım. Odada elbette ki annemde vardı. İlk önce beni
görmedi ama kardeşimin bana selam vermesiyle beni fark etmiş oldu.
“ Seni şeytan yaratık. Ne yüzle buraya geliyorsun?”
“ Anne seninle tartışmaya değil kardeşimi görmeye geldim.”
“ Yaa! Kanını emerken kardeşin değildi ama değil mi? Pis
ucube! “
“Anne lütfen. Kana zaafımız olduğunu biliyorsun. Üzgünüm hem
de çok üzgünüm. İsteyerek olmadı.”
Bir anda kardeşim bağırdı.
“Yeter. Kesin artık. Abla teşekkür ederim geldiğin için. Ben
iyiyim gerçekten. Suçlu falan değilsin sen.”
Bir anda her yer sessizliğe bürünmüştü. Ama annemin sesi
sessizliği bozdu.
“ Hadi! Duydun işte. Git artık. Seni 1 dakika daha görmek
istemiyorum.”
“ Tamam anne. Ama şunu bilmelisin ki ben hala benim. Neden
böyle yaptığını anlayamıyorum. Ben asla ikinize de zarar vermem. Kardeşim, seni
seviyorum.”dedim arkama bakmadan çıktım odadan.
Arabama bindiğimde hıçkıra hıçkıra ağlıyorum. Neden böyle
oluyordu? Kardeşimin iyi olduğuna sevinmiştim ama annemin böyle yapması beni
gerçekten çok üzüyordu. Belki de haklıdır. Gerçekten insanlara zarar
veriyorumdur. Diye düşündüm.
Her şey çok kötüydü bu aralar. Her şey ters gidiyordu. Ama
dayanmalıydım. İnanmalıyım düzeleceğine. Evet evet düzelecek inanıyorum…