House Of Night Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Gece Seni Seçti! Ölümün Doğuşun Olacak! Mavi Çaylaklar ve Kırmızı Çaylakların Birlikte Yaşadığı Bu Evde Gün Olmayacak!
 
AnasayfaKapıLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
Gece Evi Tekrar Doğruyor (: Haydiyin Eğlenelim ve Canlandıralım bu Sayede Büyük Bir Site Olalıım (:

 

 Dönüşmüş Kul ~~

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Jack Ronald Wialson
5. Sınıf Çaylak | Güç Seviyesi : 80
5. Sınıf Çaylak | Güç Seviyesi : 80
Jack Ronald Wialson


Oda Arkadaşı : Olmak isteyen varmı? Fazla dağınık olması dışında sorunu yok bu gencin .
Mesaj Sayısı : 9
Kayıt tarihi : 15/09/10
Nerden : Kanada
Lakap : Jacky , Ronnie , Jackland

Dönüşmüş Kul ~~  Empty
MesajKonu: Dönüşmüş Kul ~~    Dönüşmüş Kul ~~  Icon_minitimeÇarş. Eyl. 15, 2010 4:06 am

Herzamanki gibi televizyon izliyorduk . Ama bu sefer Family Guy vardı
ve şikayet etmeye gerek yoktu . Ama 10 dakika içinde o da bitti . Gece
haberleri başlamıştı ve umrumda değillerdi . Hillary esnedi ve bana
baktı :
- Yatalım mı ?
- Olur .
Planı
uygulamama az kalmıştı . Nick oturduğu yerde uyuyakalmıştı . Gözlerimi
devirdim . Bide horlamasa . Hillary'nin elini tutup üst kata çıktık .
Uzanır uzanmaz ışığı kapatıp telefona uzandım . Hillary çabuk uyurdu .
Maalesef Ele 'de . Onun yanına gidip savaş için konuşmalıydım .
Ellerimi göğsümde kavuşturup biraz bekledim . Sonra yavaşça Hillary'e
doğru kafamı kaldırdım . Uyumuştu . Bu iyiydi . Hızlıca yataktan kalktım
. Pencere kenarına iki adımda varıp yandaki ağaca atladım . Ordanda
yavaşça aşağıya .
İşte bu ! Sonunda özgürdüm
. Nereye gideceğimi çok iyi biliyordum . Ormanda hızlıca ilerlerken ne
yapıcağımı düşünmeye başladım . İçerden giremezdim . Uyanık birileri
olmalıydı . Pencereden girebilirdim ama nasıl hatırlıycaktım . Kokusunu
almayı denemeliydim . Akademiye az kalmıştı . Nefes nefeseydim . Ama
durmak istemiyordum . Sonunda kapıya gelmiştim . 1 saat olmuştu . Saat 1
buçuktu . Yavaşça arkada öğretmenlerin bilmediği bir çukurdan içeri
girdim . Savaş çok yakın olduğundan nöbetçiler olmalıydı . Arkadan
dolanarak ilerliyordum . Şansıma sadece 2 tane vardı . Tam atlatmak
üzereyken bi dala bastım . Aynı filmdeki gibiydi ama olmuştu işte .
Biri bana döndü . Koşmaya başladım ama beni görmüştü .
- Bu bir Dönüşmüş
Kahretsin
. 2'si birlikte peşimden koşmaya başladılar . Onları atlatırdım ama
tüm akademi ayaklanabilirdi . Ele'yi bir an önce bulmalıydım . Kokusunu
almaya çalıştım . Ona ayaklanmayı söylememeliydim . Beni korumaya
çalışırdı . Bırakmazdı . Kokusunu almıştım . Kardeş kokusu ...
Penceresi
akademinin arka tarafındaydı . Bu da beni bulmaları için zaman
kazandırırdı . Pencerey tırmanırken diğer pencerelerden gözükmemeye
dikkat ettim . Pencereyi iki kere tıklattım . Buğudan içerisi
gözükmüyordu . Biri yataktan kalktı ama elinde kazıkla . Gölgeden
anlamıştım . Hızlıca kenara çekildim . Onun için fazla hızlı bir şekilde
pencereyi kaldırıp içeri girdim . O panik içindeyken gidip ışığı açtım .
Sonunda . Koşup bana sarıldı . Onu o kadar özlemiştim ki . İtibarım
olmasa ağlayabilirdim . Sıkıca kavradım onu .
- Merhaba ufaklık .
Bu kız değişmiyecekti .
Saçımı karıştırdı . Bunun için parmak ucuna basması hoşuma gitmişti .
- Seni çok özlemişim dedim . Onu çok özlemiştim . Sulugözün gözleri yine dolmuştu . Bana tekrar sarıldı .
- Nasılsın ?
İşte şimdi yalan söylemeliydim .
-Merak etme Ele. Ben iyiyim. Bana iyi bakıyorlar.
Bunu alay etmeden söyleyemiyordum .
- Ne diyebilirim ki..
Konuya girmeliydim .
- Seni son bir defa görmek istedim Ele.
- B-Bu da ne demek Eric?
Keşke işleri zorlaştırmasa .
- Savaş yaklaşıyor Ele.. Ben.. Eğer birşey olursa..
- Sakın. Bana savaşacağını söyleme Eric.
- Mecburum Ele.
Yoksa beni öldürürlerdi .
Ağlamaya başladı . İşte buna dayanamıyordum .
-Ele.. Lütfen. Sana ne olmuş? Eskiden böyle değildin.
Yanına gidip ona sarıldım . Keşke böyle olmasaydı .
Onun
savaşmak istediğini biliyordum . Ama bunu benim için göze alamazdı .
Eğer savaşmazsam beni öldürürlerdi . Ölmek istiyordum evet ama savaşa
girmezsem Ele' yi ve Hillary'i koruyamazdım . Bunu yaparken kendimi
savunmak için öldürmek zorunda kalacaktım . Bu kendime yediremediğim
şeydi . Ele'den ayrıldım . Sonra bağırmaları duydum . Beni bulmuşlardı .
Kapı bir tekmeyle açıldı . Artık istesem de kaçamazdım . Pencereye
yöneldim . Aşağıdada iki nöbetçi vardı . Atlasam kazığa saplanırdım .
Diğer ikisi bana kazıkla yaklaşıyordu . Artık bitmişti . Aslında bunu
bekliyordum ama son bi kez Hillary'i görmek istiyordum . Acaba benden
nefret edermiydi ?
Gardiyanlar içeri girmeden adrenalin düşüktü
. O an Elenaor'dan son ez ayrıldığımı farkettim . O sırada aramızdan
suskunluk geçerken tüm sene boyunca sadece gördükçe selam verebildiğim
kardeşimin aslında herşeyim olduğunu farkettim . O bu dünyada gurur
duyarak aynı kandanım diyebildiğim tek insandı . Benim ''kardeşimdi '' .
Herşeyimdi . O minik suratıyla yüzümü inceliyordu . Sanki konuşmak
için ağzımı açsamda dilsiz gibi kalıcakmış gibi hissediyordum . O da
konuşmuyordu . Tüm bu sessizliği bozan cesaretimi toplayıp ağzımdan
zorla çıkardığım şu kelimeler anlattı ölümümü basitçe :
-Eric ? !
-Şşş. Beni buldular Ele. Buradan sağ çıkmam olanaksız.
Bu basit kelimeler anlatmıştı herşeyi .
-Hayır bu..
O
an büyük bir gürültüyle kapı açıldı . Gözlerim anında Ele'den kapıya
kaydı . 2 gardiyan . Biri topluca ve minyon tipli . Diğeriyse uzun ve
sıska . Gözleri ise öldürme hevesiyle ateşlenmiş . Tükürerek konuştu :
-İşte burda ! İşini bitirin beyler ! Bayan Eleanor ? Siz iyi..
Şok içindeki kardeşim söz keserek bağırmaya başladı . Gardiyanlar bana doğru ilerledi.
-Hayır ! Hayır Durun !
Durmuşlardı ama bu sadece dakika farkına yol açabilirdi . Gereksizdi . Olayı çabuklaştırmalıydım .
- Elenaor ..
Elenaor
önüme geçti. Sanki karşısında ona dikilmiş gözler arasında utanıp
annesinin eteğini tutarak minik gözlerle etrafı izleyen bir çocuk gibi
sonumu bekliyordum .
- Bayan Hathaway siz ne yapıyorsunuz ? O bir..
Cani , yaratık , aç ve karşı konulmaz bir düşman . Ama ben ...
- O benim kardeşim !
Evet ! Ama ben onun kardeşiydim . Biz beraber büyümüştük . Aynı bebek arabasında , yanyana beşiklerde ...
-Ona.. Bir şey yaparsanız yemin ediyorum ki hepinizi öldürürüm. Durmam için benide öldürmek zorunda kalırsınız !
Burdaki kimseyi öldüremezdik . Ancak ölümümüzü zorlaştırırdık . Elenaor sadece işi zorlaştırıyordu .
-Siz neler söylyorsunuz ?
Ne büyük dram değil mi dostum ?
- Adı Eric ve benim kardeşim. İstemeden bir ölümsüze dönüştü ve pişman.
Hemde nasıl . Hayatımın en büyük hatası .
- Durun !
Bu
, bu hayatımda en çok şefkatin yumuşaklğını bana hissettiren sesti .
Ama .. Bu ses aynı zamanda hayatımın en büyük acı ve pişmanlıklarında
benim yanımda olmayan sesti .Aynı sesten geriye pek birşey kalmamış
gibiydi . Çünkü şimdi kaya kadar sert ve duygusuz bir emir duymuştum .
Ya da iflas etmek üzere olan beynimin oyunlarıydı . Ama gerçekti . O
anda içeri girdi .
- A-Anne ? [/color]
Aynı anda şok .
Boyu
benden 20 santim kısaydı . Eskiden aynı boydaydık . Fazlasıyla
uzamıştım . Saçlarının önü hafif beyaz gerisi kırlaşmış bir sarı
rengiydi . Sıkı bir şekilde arkada topuz yapılmıştı . Yüzü . Gözleri
hala aynı mavilikte ama daha derindi . Yüzünde hafif tatlı kırışıklar
çok şey yaşadığının göstergesiydi . Vay canına ... Annemdi . Şuan onun
öldürmek için canını vermeyi göze aldığı varlığa dönüştüğümü bilmeyen
annem . Ve birkaç dakika sonra benden utanıp belkide öldürmenin en iyi
şey olduğunu düşünecek annem .
- B-Bayan Allaire ? Bayan Eleanor sizin..
Burda bende vardım .
- Evet Ted.
Eliyle gardiyanı susturdu . Çok değişmişti .
Şuan
Elenaor ve annem arasında öküz-tren mesali bir ilişki oluşmuştu .
Elenaor ifadesiz bir biçimde onu izliyordu . Sarılıp ağlaşma sahnesi
tahmin etmiştim . Birbirlerine sarıldılar . Elanor ağlıyordu ama annem :

- Seni çok özledim güzel kızım . Artık ayrılmayacağız . Ama bir işim var .
Elenaor'dan ayrıldı . Bana döndü .
Gözlerini kısıp iğrenerek :
- Bunu nasıl yapabildin ?
Sanki
göğsüm tonlarca beton arasında sıkışmıştı . Yine dilsiz kalmıştım
.Elenaor anne özlemiyle yanıp tutuşurken bi andan da bana dönmüştü .
Erkek adam ağlamaz ha ? Yaşlar durmadan gözlerimden süzülüyordu .
Pencereye doğru yaklaştım . Artık kimse bana ne acıyacak ne de benden
utanacaktı . Diz boyum pencere kapağına değdiğinde geldiğimi anladım .
Elenaor dahil herkes bana anlamsızca bakıyordu .
- Hoşçakal ufaklık ...
Ellerimi
omuz boyumda açtım . Bu sefer kurtulmak yoktu .İfadesiz bir suratla
Kendimi pencereden aşağı bıraktım . Havanın tatlı kucaklayışı . Anlamsız
bakışlarımın yıldızlarla buluşması . Son süratla aşağı çakılıyordum .
Ama hayatımda ilk kez kaygısızdım . Öylece havada süzülüyordum . Sanki
bitmeyecek bir yol gibi . Pencereden bir bir el ve vücut dışarı uzandı .
Elenaor elini uzatıyordu . Ağlıyordu . Bağırıyordu . Haykırarak lanet
yağdırıyordu . Annemi görmüyordum . Sanırım o tepkisizdi . Belkide
üzülmüyordu .
Sona gelmiştim . Bana yıllar gibi gelen bu süreç
aslında birkaç saniyede olmuştu . Şimdide bitiyordu . Yere çakılmam .
Yüksek bir patlama sesi . Haykırışlar...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Aurelia Séptember Qixinâ
5. Sınıf Çaylak | Güç Seviyesi: 100
5. Sınıf Çaylak | Güç Seviyesi: 100
Aurelia Séptember Qixinâ


Oda Arkadaşı : Undine Lissa O'Shéa.
Mesaj Sayısı : 120
Kayıt tarihi : 22/07/10
Yaş : 27
İş/Hobiler : Çaylak / Kitap okumak.
Nerden : Evinden.
Lakap : Séph.

Dönüşmüş Kul ~~  Empty
MesajKonu: Geri: Dönüşmüş Kul ~~    Dönüşmüş Kul ~~  Icon_minitimeÇarş. Eyl. 15, 2010 4:43 pm

30-Betimleme~ 20
20-Uzunluk~ 18
20-Kurgu~ 15
10-İmla~ 10
10-Noktalama~ 6
10-Renk Uyumu~ 7



Toplam: 80!
Aramıza Hoşgeldiniz!
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Dönüşmüş Kul ~~
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
House Of Night Rpg :: Role Play Bölümü :: Role Play Puanlatma-
Buraya geçin: