Toparlanma. Yeni birşeylermi var?

Konunun ilk mesajı :



Yemeğimi yerken Oceana'nın yanımda olmasından çok mutluydum. O bayıldığım gülümsemesini nasıl özlediğimi o an farkettim. Yemekte tek beni rahatsız eden şey Kenn'in bi mızrak hibi üstüme kilitlenmiş gözleiydi. Bakışarında acı, öfke -ondan beklenecek biçimde- ukalalık ve sanki birazda pişamanlık gördüm. Buna emin değildim aslında. Yani onun pişman olmuş olabileceğini pek düşünmüyrdum. Sonuçta o Kenn'di. Kolay kolay pişman olmaz, kızların sevgilisi biricik Kenn. Ah ne harika. Yemekteyken yanına oturmuş ve devamlı orasını burasını öpren kızları acıyla öldürmemek için kendimi zor tutmuştum gerçekten. Ya neden öpüp duruyorlardı ki? Sevgililermiydi? Hepsiyle mi? Bunun olmama olasılığı çok büyüktü Kenn'in bu zamana kadar tek uzun süreli ilişkisi oceana diye biliyordum ben. Ve benim bu dümende dönen herşeyi bidiğimi düşünürsek, hayır Kenn'in sevgilisi olmazdı. Olmamalıydı. Yanlarındaki kızları dersten sonra bir görmeliydim. Özlemişdirler beni. Yemeğimi bırakıp dudağımı ısıra ısıra salondan çıktım. Oceana'nın meraklı bakışarınada sorun yok diye bi ağız hareketi yaptım. İçimdeki -kendime bile itiiraf edemediğim- kıskançlık, beni deli ediyordu. Ve bunu ocena ile konuşamazdım ne kadar artık sevgili olmasalarda, bunu yapmaya cesaretim yoktu. Helede olanlardan sonra. En azından şimdilik.

Kendimi dışarı attığımda bir iç çektim. Ve avluya doğru yürümeye başladım. Oradaki bankalr bana hep huzur verirdi. Bankı bulup oturdum, çok dar olmayan kotum rahattı. İyice gevşedim. Rahatımı bozan şey se tanıdık ayak sesleriydi. Tanıdıktı ama çıkartamıyordum. Arkamı dönmemem de gerek yoktu, muhtemelen ders için bitki toplayacak ironi ineklerden biriydi. Keyfime bakmaya karar verdim. Beynimi kemiren kıskançlığı bi kenara bırakmak zor olacaktı. Ama ben ninaydım. Bunu da yapardım.

Kahkahayı koyvermekle gülme istemim hafiflememişti aksine durmadan gülüyordum.Uzun süredir bu kadar güldüğümü hatırlamıyordum açıkçası.Karnım ağrımaya başlamıştı ama hala içimden gülmek geliyordu.Ve kendimi tutamıyordum.Gülgüm güldüm ve güldüm.Başlarda bana kızmış gibi baksa da sonra biraz zoraki o da yavaşça gülmeye başladı.Ama gülmek bile kesmiyordu beni.Yaptığı ve yüz ifadesi o kadar komikti ki..Ve de kendisine tokat atışı.Tekrar kahkahayı bastım.Aniden karnıma bir yumruk geçirdiÖnce biraz durakasadım ama olmuyordu işte.Yüz ifadesi ve kenisine attığı tokat hala gözümün önündeydi.Bu sefer üzerine çıllandım ve başını kolumun arasına almış onu sıkıştırıyordum.O ise bu durumdan biraz hoşnutsuz tepinip duruyordu.Şu an yaptığım hareketi genelde babalar çocuklarına yapardı ama öyle komik bir durumdu ki bunu Nina'ya yaptım.Bir yandan da yumruğumla saçlarını karıştırıp "Seni yaramaz.." deyip duruyordum.O ise sadece tepiniyor ve ''Bırak beni'' deyip duruyordu.Hiç bu kadar eğleneceğimi düşünmezdim açıkçası. ''Demek benim kanımı o kadar arzuladın küçük cadı!'' dedim gülerek ve saçlarını bir kez daha karıştırdım.Buna sinir olduğunu biliyordum ve inadıma yapıyordum.Amacım onu kızdırmaktı ve biraz da eğlenmek.Uzaktan gören bizi güreşiyoruz falan zannederdi.Bu düşününce bir kahkaha daha attım.Nina ise sıkıştığı yerde homurdanıp duruyordu.Huysuz kediler gibi pısır pısır bir şeyler söylüyordu.Ve kesinlikle bana sövdüğünden emindim. Sonra onu daha fazla kızdırmamak için kolumun altından çıkardım.Sağlam elimle yüzünü tuttum. ''Benim küçük prensesim çok mu kızdı yoksa?'' İşte şimdi gerçekten çok sinirlenmişti.Canımı kurtarmalıyım.Kesinlikle kaçmazsam şu anda canıma okuyacaktı ama ben hala gülüyordum.

Tanrım öyle garip bi ruh hali içindeydim ki. Bu çocuğa karşı koyamıyordum. Ne yazık ki.. Kim olduğumu unutturuyordu bana. Beni benden alıyordu da diyebiliriz. 'Demek benim kanımı o kadar arzuladın küçük cadı!''Ah, yeter artık. Evet istedim seni ayı! Tanrım öye güçlüydü ki ellerri arasından kurtulamıyordum. Tüm bedenimi sarmıştı. Başım onun tarafında ve ayaklarımsa yanda tepniyordu. Beni heleşükür bırdaktığında rahat bi nefes aldım. Kucağında yatıyordum. Ah rezillik.''Benim küçük prensesim çok mu kızdı yoksa?'Yok hiç kızmadı seni budala. İyi bi tokat mı geçirseydim ki? Yo yo bundan çok daha kötüsünü yapacağına emindim. Ayağa kalkıp doğruldum. Biraz dikleştim ve saçlarımı toparamaya koyudum. Ne kadar saçlarım için siniri olsamda, eğlenmiştim. Beni öylece bi kafese kapatmış gibi yapması sinir bozucuydu bir yandan. Ama eğendiğimi inkar edecek değildim heralde. Hem ondan ne sakıyabilirdim ki artık? Hiç birşey. Pekala derin bi nefesle rahatlattım ciğerlerimi. Ellerini yüzümden çekmiş hala gülüyordu. Çenesini yakalayıp kendime çevirdim. Yüzlerimiz arasında 5 cm var gibiydi. Muzur gülümsemeyi ben takıındım bu sefer. Ardından ukalaca bi bakış attım. Ve biraz daha yakaştım. Çocukluğu bırakara, ıslak dudaklarımı görmesine izin verdim. Baştan çıkarıcı bi bakışla biraz daha yaklaştım. Nefesi hızlanmış ve kapılmayı bekleyen bi para gibi bana bakıyordu. Sesimin emin çıkacağını biliyordum. "Kanını içmemi, istemediğini mi söyleyeceksin?" İçmek istediğini çok iyi biliyordum. Daha önce pek çok kızdan, -her ne yaparak içtiyse- kan içtiğini ve kan verdiğini biliyordum. Ama ben ne kan vermiş ne de içmiştim.. Yinede usta gibi görülüyordum. Kendimi seviyorum. Fazlasıyla. Ee nabarsınız? Ben Nina'yım.

Sonunda onu bıraktığımda yüzünde muzur bir gülümsemeyle doğrulmuştu.Fakat muzur gülümsemesinin yerini havalı ve ukala bakışı aldı bu kez.Yine de çok tatlıydı.Bense hala az önce yaşanan komik olayın etkisiyle sırıtıyordum.Aniden bana yaklaştı.Aramızda o kadar az mesafe vardı ki...Çenemi tutup yüzümü ona doğru çevirdi.Çok yakındık ve hoş kokusunu tekrar duyuyordum.Kendin emin bir şekilde konuştu. "Kanını içmemi, istemediğini mi söyleyeceksin?"Şu anda bana kur yapıyordu.Ama onun kanımi içmesini istediğimi çok iyi biliyordu.Yalnızca ona bir şeyi yapmasıyla ilgili emir vermek istememiştim.Çünkü bunun Nina'ya ters olduğunu biliyordum ve ona olan saygım yüzünden bir şey dememiştim.Ama kanımı içmesini her şeyden çok isterdim tabiki.Yavaşça gülümsedim.Fısıltıyla konuştum ardından. ''Öyle bir şey söylediğimi hatırlamıyorum...'' dedim ve havalı bir şekilde göz kırptım ona.Bu tavırlarımdan ne kadar bezmiş gibi de davransa ben onun ne kadar hoşuna gittiğini biliyordum.

Tam da beklediğim gibi olmuştu. İstediğini biliyordum. Gerçi o benden gelecek herşeyi isterdi ya. Güldüm. Beni -deli gibi- istediğini biiyordum. Ona kur yapmak da çok hoştu doğrusu. Ayıptır söylemesi, kur yaptığım kişinin hevesini kursağında bırakmaya bayılırım. Öyle eğleniyorum ki.. Gözleri benimkini takLit ederek, muzur bi bakış takındı. Çenesi ellerimdeydi hala-bırakmaya niyetim yoktu-''Öyle bir şey söylediğimi hatırlamıyorum..." Güldüm. Tabii ki hatırlamassın budala. Ellerimi çenesinden çekerken huzursuzca kıpırdansı. Ah devamlı ona dokunmamı mı istiyordu? Güldüm. Artık bana aitti o. Bende ona.. Zaten devamlı birikte olacaktık, dokunacaktım ona. Ama bu sabırsızığı hoşuma gidiyordu. Ona döndüm. "Imm hala geç kalmış sayılmayız.."dedim. Muzur gülüşümden alay ettiğimi anlayarak ciddi bişi sölemedi. Ciddi olsaydım, elindeki bezi soyup bana sunacağını biliyordum. Gülümsemem devam etti. Çenesini bıraktığım elimi yakalaıp sıkıca kavradı. El tutmaktan ne zevk aldıklarını hiç bi zaman anlıyamamışımdır.. Ama demiştim, ben keyfime bakarım. Ve şu en keyfimse.. oldukça yerinde ve memnundu.

Eğer hayatımın en mutlu günlerini sıralayacak olsaydım bugün hiç şüphesiz ilk sırada yer alırdı.Bugün aylardır beklediğim şey gerçekleşmişti.Bugün uzun süredir çektiğim acı son bulmuştu.Ben bugün Nina'ma kavuşmuştum.Onunla her geçirdiğim zaman benim için rüya gibiydi.Yani artık hergünüm bir rüya olacaktı benim için.Ve umuyorum ki bu rüya bitmez.Başkalarının ne düşüneceği umrumda bile değil.Önemli olan biz olmak ve ayrılmamak.Ve Nina'yı ne olursa olsun korumak.Onunla ilgili her şeyi bilmek istiyorum.Ailesini,sevgililerini,sevdiği şeyleri,fobilerini,en sevdiği filmi ve daha bir sürü şeyi.Ne kadar sıkıcı konu varsa hepsi eğlenceliydi benim için.Yeter ki onunla ilgili olsun.Yeterki içinde Nina adı geçsin.Sonsuza dek sıkılmadan dinleyebilirdim.Derin bir şekilde gözlerine baktım.Elini çenemden çekti.Hemen elini tuttum.Normalde kızların elini tutmak bana saçma gelirdi.Her zaman onunla eli için mi çıkıyorum veya eliyle mi sevişeceğim gibi şeyler söyler dalga geçerdim.Şimdiyse durmadan Nina'nın elini tutuyordum.Çünkü onu sevdiğimi anlatacağım en kolay yol buydu.Ve onunla sadece fiziği için birlikte olmadığımı anlatmak için...Onu sürekli öpmek koklamak beni yanlış anlamasına neden olurdu.Ve bu hayatta isteyebileceğim son şeydi.Bu yüzden elini tutuyorum işte.Hiç bir zaman da bırakmayacağım.Az önce de dediğim gibi bugün hayatımın en güzel günü...



Not:Rpg bitmiştir.

Rpg bittiğine göre... KONU KİLİT!